Hacivat ile Karagöz
Yeni sayfanın içeriği
 
Yeni sayfanın iç

HACİVAT İLE KARAGÖZ

 

Karagöz’e Mısır’daki amcasından bir sandık altın miras kalır. Bunun üzerine Karagöz yakın arkadaşı Hacivat ile beraber bir ticaret gemisine binip Mısır’a giderler. Miras işlemlerini hallettikten sonra yine bir ticaret gemisine binip geri dönerler. Ama Marmara Denizi’nde kürekçilerin isyanı sırasında su alan gemiden yolcular kayıklara binerek kurtulurlar. Karagöz ile Hacivat altın dolu sandıkla Mudanya kıyılarına, bindikleri kayıkla ulaşırlar ama sahilde konuşmaya daldıklarından iskeleye iyi bağlamadıkları kayık dalgalara kapılır ve gözden kaybolur. Daha sonra bir at arabasına binerler ve Bursa’daki evlerine dönerler. Bırak bir sandık altını ceplerindeki para da bitmiştir. İş bulup çalışarak para kazanmaları gereklidir ama nasıl bir iş? Onlar aralarında bu konuyu konuşurken tatlı bir sohbete dalarlar. Giderek sohbet koyulaşır, şakalaşmalar artar.
Karagöz: “ Sence nasıl bir iş tutayım Hacivat. Ama tutacağım iş de az emek harcayıp çok para kazanayım. “
Hacivat: “ Öyle iş olmaz Karagözüm. Ne demek az emek çok yemek. Az emek az yemek. “
Karagöz: “ Sen de amma yaptın be Hacıcavcav. Bana az yemek vere vere açlığa mı alıştıracaksın. Biraz insaflı olsan da tabağımı dolmayla doldursan. Pek severim dolmanın yanına köfteyi, ondan sonra pilavı ve şamtatlıyı. “
Hacivat: “ Bu kadar yeter mi Karagözüm? İstersen nohuttan, musakkadan, makarnadan ve cacıktan da alsan.”
Karagöz: “ Onları sen ye Hacıcavcav. Benim istediklerimden ikişer porsiyon olsaydı, o yemeklerden birazı sabaha kalsaydı, ne güzel olurdu. “
Hacivat: “ Tamam Karagözüm, bu istediklerin olur olmasına da, çok çalışırsan, çok kazanırsan, bu yemeklerden yersin. “
Karagöz: “ Ahh. Ah. Keşke kayığı iyi bağlasaydık ve altınlar kaybolmasaydı. Altınları bozdurur bozdurur harcar, yer içerdik. Keyifli bir hayat sürerdik. “eriği

Çocuklara Karagöz - Hacivat Söyleşmeleri

Bilgi Dağarcığı

(İki arkadaş beraber yürüyorlar.)

HACİVAT - Karagöz'üm yüzyıllardır herkesi güldürürsün ama senin yüzünün güldüğünü ben pek kolay kolay göremiyorum.

KARAGÖZ - Köftehor, benim gibi bir gün iş bulur, üç gün işsiz kalırsan sen de gülmezsin!

HACİVAT - Canım hemen kızma! Bakıyorum bugün gözlerinin içi gülüyor da onun için söyledim.

KARAGÖZ - Hay hay, gözlerimin içi gülüyor, burnumun dışı göbek atıyor, kulaklarımın kenarı yerlere yatıyor.

HACİVAT - Hah hah hah!... Yine yanlış anladın, yani bugün pek neşelisin!

KARAGÖZ - Öyle söylesene!

HACİVAT - Pekalâ, böyle neşeli olmanın sebebi ne acaba?

KARAGÖZ - Hiç sorma Hacı Cavcav, meğer bilgili olmak ne güzel şeymiş!...

HACİVAT - Haklısın Karagöz'üm ama bunun neşeli olmakla ne ilgisi var?

KARAGÖZ - Olmaz olur mu? Kaç gündür oğlum bana ilkokul ders kitaplarını okuyor.

HACİVAT - Şimdi anladım... Çok güzel ama kendin neden okumaya başlamadın?

KARAGÖZ - Köftehor bir yanda da okuma-yazma çalışıyorum. Sonra tekrar kendim okuyacağım.

 

Çocuklara Karagöz - Hacivat Söyleşmeleri

Görgü Kuralı

(Hacivat dükkânının önündedir.)

HACİVAT - Aman Karagöz'üm uğradığın iyi oldu!

KARAGÖZ - Senin gözlerin bozuldu galiba?

HACİVAT - Hayrola, ne oldu?...

KARAGÖZ - "Hurma aldığın iyi oldu!" demedin mi!

HACİVAT - Tabii demedim, beni görmeye geldiğin iyi oldu demek istiyorum.

KARAGÖZ - Ne söyleyeceksen çabuk söyle de kafamı karıştırma!

HACİVAT - Hele karşıma otur bakalım!

KARAGÖZ - (Oturur.) Fotoğrafımı mı çekeceksin?

HACİVAT - Değil Karagöz'üm, sana iyi bir haberim var.

KARAGÖZ - Kasandaki fazla paraları bana mı vereceksin?

HACİVAT - Canım şakayı bırak! Biliyorsun sana iş bulmak için her zaman uğraşıyorum.

KARAGÖZ - Âmin!... Bana iş mi buldun?

HACİVAT - İş bulamadım ama sana iş bulacak birini buldum.

KARAGÖZ - Hiç yoktan iyidir.

HACİVAT - Dün bir askerlik arkadaşıma rastladım. Sana iş bulacak ama "Önce gelip beni bir görsün!" dedi.

KARAGÖZ - Açlıktan çift görmeye başlamadan hemen gidip adamı bulayım Hacı Cavcav!

HACİVAT - Efendim acele etme, başka söyleyeceklerim var!

KARAGÖZ - Köftehor, çabuk ol ki işi kaçırmayayım.

HACİVAT - Beni iyi dinle Karagöz'üm! Bu adam çok zengin ve yaşlı... Artık çalışmıyor.

KARAGÖZ - Beni yanına alsın da beraber çalışmayız.

HACİVAT - Saçmalamayı bırak! Onun İbiş adında uşağı var. İşte bu arkadaşımı görmeye gideceksin. Fakat titiz ve kibardır.

KARAGÖZ - İkiz enginardır...

HACİVAT - Köşke girdikten sonra ve onunla görüşürken çok dikkatli olmalısın!

KARAGÖZ - Aman Hacı Cavcav, öyleyse biraz yardım et!

HACİVAT - İyi ya işte, ben de seni onun için oturttum. Görgü kuralları hakkında biraz bilgi vereyim.

KARAGÖZ - Yeni işimde örgü mü yapacağım?

HACİVAT - Ne örgüsü Karagöz'üm?...

KARAGÖZ - Köftehor, "Örgü kuralları hakkında bilgi vereyim." dedin ya!...

HACİVAT - Canım yine yanlış anladın! Yani köşkte nasıl hareket edeceğini anlatacağım. Meselâ böyle yabancı bir yerde bir kapıya gidince hemen girilmez değil mi?

KARAGÖZ - Hay hay, mendil açılıp kapı dibinde beklenir.

HACİVAT - Olur mu efendim! Önce kapıya vuracaksın!...

KARAGÖZ - Vurması kolay da, kapı kırılırsa?

HACİVAT - Karagöz'üm tekmeleyecek değilsin! Ellerin yok mu?

KARAGÖZ - İşe başlayınca alırım diye ellerimi eve bıraktım.

HACİVAT - Şakayı bırak!... Bir elinle kapıyı çalarsın...

KARAGÖZ - "Karagöz kapı mı çaldı" diye arkadaşın polis çağırırsa ne olacak?

HACİVAT - Allah iyiliğini versin! Yani kapının kenarına parmağınla "Tık, tık..." diye vurursun...

KARAGÖZ - Hay hay, onu yaparım.

HACİVAT - Âferin! Sonra içeriden "Gel!..." diye bir ses duyunca ne yapacaksın?

KARAGÖZ - Ben de içeriye "Sen gel!" diye bağırırım.

HACİVAT - Öyle şey olur mu? Kapıyı yavaşça açıp içeriye girersin... Sonra ne yapacaksın?

KARAGÖZ - İçeride işime yarayacak ne varsa, çuvallayıp bizim eve götüreceğim.

HACİVAT - Olmaz Karagöz'üm!

KARAGÖZ - Yarısını da sana ayırırım Hacı Cavcav!

HACİVAT - Allah Allah, ben seni hırsızlığa mı gönderiyorum. Adam odada oturmuş, seni bekliyor.

KARAGÖZ - Ne olacak şimdi?...

HACİVAT - Kapıyı örter ve güzel bir selam verirsin!

KARAGÖZ - Selamımı almazsa pataklarım.

HACİVAT - Karagöz'üm ben bu işten vazgeçtim. Sen beni anlaşılan adama rezil edeceksin.

KARAGÖZ - Sakallarımızı değiştirelim de benim yerime sen git öyleyse... (Karagöz gider.)



HACİVAT - Desene bilgi dağarcığını dolduruyorsun!

KARAGÖZ - Bilgi kabarcığımı dolduruyorum.

HACİVAT - Efendim kabarcık doldurmak falan değil, yani bilgin artıyor.

KARAGÖZ - Hay hay, hem de neler neler öğreniyorum. Hele dünyanın döndüğünü hiç bilmiyordum da hemen belime bir ip hazırladım.

HACİVAT - Allah Allah belindeki ip ne olacak?

KARAGÖZ - Dünya olmadık zamanda hızlı dönmeye başlarsa, beni birden bulutlara fırlatmasın diye kendimi hemen belimden bir yere bağlayacağım.

HACİVAT - Karagöz'üm, anlaşılan senin bilgin de artsa saçmalamaktan vazgeçmeyeceksin!

KARAGÖZ - Asıl sen saçmalama da, kendine sağlam bir ip bulup beline sar!

HACİVAT - Sen şimdi ipi bırak da soracaklarıma cevap ver. Bakalım neler öğrenmişsin?

KARAGÖZ - Sor da hemen vızır vızır cevabını al!

HACİVAT - Aferin!.. Önce matematik...

KARAGÖZ - Mavi patik öğrenmedim.

HACİVAT - Değil efendim, yani hesap, kitap... Meselâ iki iki daha ne eder?

KARAGÖZ - Bunu bildim Hacı Cavcav, iki tane iki eder.

HACİVAT - Allah iyiliğini versin, ne bilmesi...

KARAGÖZ - Pataklarım ha, sen de zor şeyler sor!

HACİVAT - Sivrisinek deyince aklımıza ne gelir?

KARAGÖZ - Ne gelecek, benim aklıma şişko sinek gelir.

HACİVAT - Senin aklına gelir.

KARAGÖZ - Bekleme, başka şeyler de sor!

HACİVAT - Pekâla, çok kolay bir soru...

KARAGÖZ - Kolay sorma pataklarım, en zorunuda sor!

HACİVAT - Pekâla, çok kolay bir soru...

KARAGÖZ - Kolay sorma pataklarım, en zorundan sor!...

HACİVAT - Hele sen dinle!... Bir gün kaç saattir?

KARAGÖZ - Köftehor, bizim duvar saati kaç aydır bozuk... Ne bileyim bir gün kaç saat...

HACİVAT - Karagöz'üm şimdi soracağımı bilmek için okula bile gitmeye gerek yok... İyi düşün!...

KARAGÖZ - Düşündüm, çabuk sor Hacı Cavcav!

HACİVAT - Efendim, şu bildiğimiz su kaç şekilde bulunur.

KARAGÖZ - Bunu bilmeyecek ne var?

HACİVAT - Âferin Karagöz'üm, söyle bakalım?

KARAGÖZ - Bardakta, sürahide, banyo kazanında...

HACİVAT - Allah iyiliğini versin! Su akıcı olarak, buhar ve donmuş olarak üç şekilde bulunur.

KARAGÖZ - Düşündükten sonra onları da söyleyecektim.
HACİVAT - Ağzımda kaç diş bulunur?

KARAGÖZ - Adamına göre değişir Hacı Cavcav! Kiminde otuz tane olur. Kiminde üç tane... Bazılarında da takma diş olur.

HACİVAT -Sinirim bozulmadan ben gideyim. (Giderler)

 

 
Bugün 10 ziyaretçi (48 klik) kişi burdaydı!
Bu web sitesi ücretsiz olarak Bedava-Sitem.com ile oluşturulmuştur. Siz de kendi web sitenizi kurmak ister misiniz?
Ücretsiz kaydol